Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en büyük deniz ulaşım kapısı Gazimağusa Limanı’dır. Girne Turizm Limanı’nın faaliyete geçtiği 1987 yılına kadar yük taşımacılığının tamamı; yolcu taşımacılığının da büyük bir bölümü Gazimağusa Limanından yapılmakta idi. Girne Turizm Limanı faaliyete geçtikten sonra, Türkiye’ye daha yakın olmasından dolayı yolcu taşımacılığı daha çok Girne Turizm Limanı’na kaymıştır.
GAZİMAĞUSA LİMANI’NIN TARİHÇESİ
Mağusa’nın M.Ö. 274 yılında Ptolemus Krallarından Philadelphus tarafından kurulduğu ve kralın kızkardeşi Arsinoe’nin adını verdiği söylenir. Bu Arsinoe kenti, Salamis’in M.S. 648’de Araplar tarafından yıkılıp yakılması üzerine oradan göç edenhalklabüyümüşve adını dadeğişerek “KumdaSaklı”anlamında “Ammochostos” olmuştur. Lüzinyanlar döneminde (1192-1489) ise Mağusa, adanın Lefkoşa’dan sonra ikinci büyük kenti durumuna yükselmiş ve Frenklerin diliyle “Famagusta” diye tanınmaya başlamıştır. Kutsal topraklarda Haçlı Seferleri ile kurulmuş olan Batı Hristiyan kökenli Krallıkların son kalesi olan ACRE’nin (1291) Müslümanların eline geçmesi ile Guide Lüzinyan isimli Kral’ın (1191) yılında Kıbrıs’a gelmesi ile kenti işlek bir liman ve ticaret merkezi haline getirmişlerdir.
Doğu ülkelerinden Suriye kıyılarına getirilen bir çok kıymetli ticari eşya, Mağusa’lı tüccarlar tarafından Mağusa üzerinden Avrupa’ya sevk edilmeye başlanmış ve böylece kent, doğu – batı ticaretinde bir transit merkezi antrepo olarak büyük rol oynamıştır. Böylece, XIII.’üncü ve XIV.’üncü yüzyılda bir ticaret merkezi olarak tarihin en hareketli ve en önemli devrini yaşadı. Bu dönemde kent, birçok farklı din ve millete sahip tüccarları barındırmış, adanın doğu ve batı arasında ithalat ve ihracatları gerçekleştirmiştir. Bu gün sur içerisinde görülen ve Süryani, Ermeni, Ortodoks ve Lâtin Kiliselerine ait yapılar bu dönemde inşa edilmiştir.İhraç ürünleri arasında ipek, arpa, tuz, hububat ve Venedik dükalığının zengin sofralarının vazgeçilmez şarküteri ürünü turşulanmış Pulya Kuşu vardı.
1374 yılında Ceneviz donanmasının Mağusa’yı kuşatması ve yağmalaması ile bu parlak dönem sona ermiştir. Ceneviz dönemi 90 yıl sürer ve bu dönemde Mağusa şehir ve limanı ticari önemini yitirir. Venedik dönemi (1489-1570) liman ve şehrin ticari çöküşü devam eder ve sadece askeri yönden geliştirilerek bu gün gördüğümüz zamanın en modern müdafaa sistemi inşa edilir. 1562-1570 yılları arasında, Askeri Mühendis Pauladi Ferrari’nin hazırladığı plâna göre, rıhtım boyunca su derinliği 13 Venedik ayağı (4.24 metre), girişe yakın 14 Venedik ayağı (4.87 metre) ve liman ortasında ise 12 Venedik ayağı (4.17 metre) idi.
Bugün Deniz Kapısı olarak bilinen Canbulat Tapya’sı ile Othello Kalesi arasında, giriş kapısının limana bakan cephesindeki mermer kanatlı “Aslan Heykeli” Venedik dükalığının semboli idi ve Rönesans devrinin adadaki en mükemmel eseridir. 1476 yılında Venedik Generali Antonio Leoredane,Mağusa Limanı’nın Kıbrıs Adası’nın merkezi ve anahtarı olduğunu, ancak nüfusunun göç etmiş olduğunu yazar. 1510 yılında bu durum biraz iyileşir, bir diğer rapora göre 1510 yılından itibaren Lefkoşa’daki Yahudi nüfusundan bir kısmı Mağusa’ya yerleşir ve nüfusu 4500 sivil, 500 askere yükselir. 1569’da Kent nüfusu 10,000 olmuştur.
Osmanlı - Türk Dönemi, Lefkoşa Kenti’nin 1570 yılında, Mağusa’nın ise 1571 yılında alınması ile başlar. Bu dönem için, mevcut kayıtlar daha ziyade Osmanlı İmparatorluğuna muhalif olan batılı gezgin ve yazarlar tarafından yazıldığı için tarafsız olmayıp, son derece subjektif değerlendirilmekteydi. Bu karmaşık ve çelişkili yazılı belgelerden şöyle bir özet çıkartılabilir. Osmanlı Sultanları, Mağusa Liman ve Kentinin askeri yönden önemini iyi kavrayarak, güçlü olduğu sürece bir askeri üs olarak elinde tutmuş ve liman ve kale çevresinde Uluslararası ticarete ve ticari kesimlere yasaklanmıştır. Yine denizyolu ile Hindistan’a gidildiği için İpek Yolu’nun, batı dünyasına köprü vazifesi gören bir liman olması özelliğini de kaybetmiştir.
1878 yılında adanın İngiltere Krallığına kiralanmasıyle yeni bir dönem başlar, limanın stratejik durumu için ilk rapor Whepworth W. Dickson tarafından hazırlanır. Mağusa, tabiatın bir bağışıdır ve ticari açıdan Beyrut ve İskenderun limanlarına, askeri açıdan ise İskenderiye’ye rakip olacak pozisyondadır. 1879 yılında İngiliz hükümeti Thomas Orniston isimli bir Mühendis, Mağusa Limanını etüd etmek için gönderilir. Bir yıl sonraki raporunda, 600 ayak uzunluğunda rıhtım yapılmasını ve bir mil uzunluğunda mendirek yapılmasını tavsiye eder.
1898 yılında Coddes Co. Firması, yeni bir liman inşaası için görevlendirilir. Görevlendirilen Şirket, limanın 24 ayak derinleştirilmesinin, giriş kanalının 250 ayak uzunluğunda, 24 ayak derinliğinde olmasını ve de rıhtımın 800 ayak olmasını teklif eder. Toplam maliyet 123,993 İngiliz Pound’u olarak hesaplanır. Koloni hükümeti bu teklifi kabul eder ve Ekim 1902’de çalışma başlar. Ağustos 1904’de tamamlanır. Toplam maliyet 126,600 İngiliz Pound’u olarak gerçekleşir. Bugün bu kısım, İç Limanın yarısıdır. Deniz Kapısıyla, Othello Kalesi arasında kalan bölümdür.
İngiliz döneminde, ikinci limanın inşaası, artan ticaret hacmine göre 1925-1933 yılları arasında yapılır. 161,030 İngiliz Pound’a mal olan bu genişletme, Deniz Kapısıyla, Canbulat Kapısına kadar olan bölümden oluşur. III. Geliştirme dönemi, II. Dünya Harbini müteakip yıllarda 1959-1965 yıllarında yapılır. Yeni Liman (Dış Liman) olarak bilinen 1962 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin aldığı kararla bir Polonyalı firmaya verilir ve 39,895 İngiliz Pound’u maliyetine 2150 ayak uzunluğunda ve 32 ayak derinliğinde yeni bir rıhtım inşa edilir. Bu şekilde Mağusa Limanı bugün görülen son şeklini almış olur.
1963 – 1974 yıllarında adadaki Türk ve Rum kökenli nüfus arasındaki kanlı çatışmalar, doğal olarak müşterek liman çalışanları için zor bir dönemdir. 1963 yılına kadar gerek armatör, gerekse Liman İşçisi olarak Türklerin çoğunlukta olduğu deniz ticaret yapısı, 1963’ten sonra Rumlar lehine çevrilir. İkinci Dünya Harbine kadar, çoğunluk Türk ve çevre Arap ülkelerine ait olan armatörlük, harbin getirdiği menfi koşullar ve de Koloni hükümetinin ilgisizliği, bir çok Türk denizcisini iflâs durumuna getirmiştir. Bir çoğunluğu gemilerini satarak vazgeçer.
Herşeye rağmen, bu zor dönemde yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ticarete yönelik olumlu yatırımları, siyasi kararlar ile Mağusa Limanı hızla gelişir. Adanın en önemli ithalat ve ihracat limanı durumuna getirilir.1974 yılında Mutlu Barış Harekâtı ile limanın işletilmesi ve yönetimi yeniden ve tamamen Kıbrıs Türklerinin eline geçer. 2003 – 2004 ve 2005 yıllarında ithalât ve ihracatta rekor seviyeye ulaşılmıştır.
GAZİMAĞUSA LİMANI’NIN MEVKİİ ve ÖZELLİKLERİ
Limanın Mevkii :
Mağusa Körfezi Enlem 35º 07’ N
Boylam 33º 57’ E
Demirleme Yeri Deniz Şamandırasının
Enlem 35º08’55”N
Boylam 33º56’06”E
doğu kesimi. Demirleme yeri, Kuzey-Doğu ve Güney-Doğu rüzgarlarına açıktır.
Med ve Cezir Max 0.45 metre
Limanın Giriş Şamandıradan sonraki liman giriş kanalının
Kanalı derinliği 10.3m ve mendirek girişi ortalama
genişliği 183 metredir.
Gazimağusa Limanı İÇ ve DIŞ Liman’dan oluşmaktadır.
• İÇ LİMAN
İÇ LİMAN tabii bir liman’dır.
Rıhtım uzunluğu 540 metre
Rıhtım Su Seviyesinden Yüksekliği 1.8 metre
Rıhtım Boyu Su Derinliği 7.3 metre (24ayak)
Müsaade Edilen Max.Gemi Su Çekimi 6.7 metre (22ayak)
Müsaade Edilen Max. Gemi Uzunluğu 131 metre
Müsaade Edilen Max.Ro/Ro Gemi Uzunluğu 90 metre
Tahta İskele Uzunluğu 99 metre
İskele Boyu Derinlik 5.2 metre (17ayak)
DEPOLAMA SAHALARI
Kapalı Ambarlar 6931 metre2
Açık Şedler(sundurmalar) 754 metre2
Açık Depolama Sahaları 1025 metre2
•DIŞ LİMAN
Rıhtım uzunluğu 655 metre
Rıhtım Su Seviyesinden Yüksekliği 1.8 metre
Rıhtım Boyu Su Derinliği 9.75 metre
Müsaade Edilen Max.Gemi Su Çekimi 9.15 metre
Müsaade Edilen Max. Gemi Uzunluğu 220 metre
Müsaade Edilen Max.Ro/Ro Gemi Uzunluğu 150 metre